TEORİ ve UYGULAMA AÇISINDAN İŞLETMELERDE HUKUK KURALLARINA UYGUN HAREKET ETME (COMPLIANCE) TARTIŞMALARI WISSENSCHAFTLICHE UND PRAKTISCHE ASPEKTE DER COMPLIANCE-DISKUSSION Ekonomik düzende şirketlerin bünyesinde, çalışanlardan kaynaklanan kural ihlâlleri, ticari hayatın işleyişi bakımından ciddi zararlar ve tehlikeler oluşturabilmektedir. Söz gelimi şirket adının ekonomik bir suça karıştığı düşüncesinin kamuoyunda yayılması, özellikle şirketlerin ticarî itibarını zedelemektedir. Bu durum da bilhassa borsada işlem gören şirketler bakımından olumsuz etkilere yol açıcı nitelikte olmaktadır. Dolayısıyla ekonomik düzende ciddi olumsuz etkiler doğurmakta ve toplumsal düzene zarar vermektedir. Artan ekonomik suçluluk sonucunda büyük şirketlerin önemli ticari kayıplara uğraması ve ekonomik düzenin zarar görmesi compliance kavramının doğmasına neden olan etkenlerin başında gelmektedir. Şirketler bakımından bu tür zararları ve riskleri asgarî düzeye indirmek için, yeni sistemlerin geliştirilmesi veya mevcut yapıların revize edil - Almancamesi yoluna gitme ihtiyacı doğmuştur. -Compliance hem kelime hem de hukuksal kavram olarak Amerikandan dünya hukuk terminolojisine ve literatürüne geçmiştir. Global terminolojik bütünlük bakımından dilde de doğrudan -compliance- teriminin kullanılması yerinde olacaktır. Compliance kelimesinin Anglo-Amerikan hukuk terminolojisinde -kurallara uygunluk-, -usulü dairesinde olma-, -belirli düzenlemelere uygunluk- gibi anlamları bulunmaktadır. Compliance’ın kavram olarak tam neyi ifade ettiği konusunda ise, gerek kavramın orijini olan Anglo-Amerikan doktrininde ve gerekse bu konuda pekçok monografik eseri bünyesinde barındıran Alman hukuk literatüründe fikir birliği mevcut değildir. Bununla birlikte complieance kavramının iki temel durumu ifade ettiği genel olarak kabul edil - Almancamektedir. Buna göre compliance bir yandan işletmenin (şirketin), işletme organlarının ve tüm işletme çalışanlarının hukuk kurallarına (yasal düzenlemelere, etik kurallara ve işletme içi düzenlemelere) uygun hareket etmesi anlamına gelirken, diğer yandan ise compliance bu kurallara uyulmasını sağlamaya yarayan işletmesel yapılanma ve organizasyon faaliyetleri anlamına gelmektedir. Bu yapılanma ve organizasyanu gerçekleştirmek, başka bir anlatımla compliance sistemini kurmak ve uygulamak, şirketlerde idare organlarının görev alanına dahil olan işlerdendir. Compliance hukuku, yolsuzluk, kartel ihlalleri, rüşvet ve usulsüzlük skandalları ile birlikte ilk olarak ABD’de ele alınmaya başlamıştır. Bu hukuk dalının dayandığı ana düşünce, şirket içerisinde denetim ve gözetim yapılmasının sağlanması ve meydana gelen ihlâllerin aydınlığa kavuşturulması ve yaptırıma bağlanması suretiyle kanun ihlâllerine karşı önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Bu doğrultuda compliance hukukunun amacı genel olarak, hukuksal düzenlemelere riayet edil - Almancamesini, şirketlere özgü tedbirler ve usuller (yapılanmalar) aracılığıyla şirket düzeyinde güvence altına almak olduğu söylenebilir. -Mevcut gelişmeler ışığında compliance kavramı günümüzde birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de önem kazanmaya başlamıştır. Özellikle Kıta Avrupası hukukunda süratle gelişmekte olan bu kavram, Türk hukuku açısından da oldukça yeni bir konudur. Özellikle yabancı sermayeli şirketler ile, hisse senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde, compliance departmanı veya görevlilerine sıkça rastlanmaya başlanmıştır. Compliance kavramı ceza ve ticaret hukuku (şirketler, banka ve sernaye piyasası hukuku) başta olmak üzere, iş hukuku, vergi hukuku, rekabet hukuku, sosyal sigortalar hukuku, çevre ve ürün sorumluluğu hukuku gibi birçok hukuk dalı perspektifinden ele alınmayı gerektirmektedir. Ülkemiz açısından oldukça yeni olan compliance kavramının anlaşılması, kavrama yönelik ayrıntılı bilimsel tartışmalara ve değerlendirmelere yer vermek amacıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde 01. 07. 2011 tarihinde -Türk Alman Hukuk Sempozyumu - Deutsch Türkisches Rechtssymposium: Teori ve Uygulama Açısından Şirketlerin Kurallara Uyması (Compliance) Tartışmaları- (-Wissenschaftliche und praktische Aspekte der Compliance-Diskussion-) isimli sempozyum düzenlenmiştir. Compliance sempozyumununda konular şirketler ve ceza hukuku perspektifinden ağırlıklı olarak ele alınmıştır: -Bahsi geçen toplantıda compliance kavramı, Türk ve Alman hukuku karşılaştırmalı olarak ticaret hukuku kapsamında şirketler hukukuna etkisi ve bu bağlamda compliance kavramının anonim şirketler hukukundaki anlamı ve sorumluluk sistemine etkisi ele alınmıştır. Bu noktada anonim şirketler hukukundaki karşılığına yönelik açıklamalarda ve yapısal tespitlerde bulunulmuştur. Bunun yanı sıra ticari yaşamdan compliance uygulamalarına da yer verilmiştir. Ticari şirketlerin, rekabet koşullarına karşılık vermek için yöntemler belirlerken, bir yandan da hukuka riayeti sağlamak, diğer bir deyişle mevzuat hükümleri, sektörel kurallar ve etik prensiplere uygun hareket edil - Almancamesini sağlamak için özdenetim kuralları geliştirmesinin önemine işaret edil - Almancamiştir. -Ceza hukuku boyutuna ilişkin olarak ise ceza hukuku ve compliance kavramı arasındaki bağlantı irdelenmiştir. Bu çerçevede compliance kavramı, ceza hukukunun en temel prensiplerinden biri olan -kusursuz sorumluluk olmaz- ilkesi doğrultusunda ele alınmıştır. Bu doğrultuda başkasının fiilinden dolayı cezai sorumluluğun ortaya çıkıp çıkmayacağı tartışılmıştır. Bunun yanı sıra ceza sorumluluğu noktasında şirket içerisindeki veya şirket çalışanlarından kaynaklanan kural ihlâlleri neler olabileceği irdelenmiştir. Bu bağlamda failin kişisel ceza sorumluluğunun yanı sıra şirket tüzel kişiliği ve şirket yöneticileri bakımından da sonuçlar analiz edil - Almancamiştir. Bu kapsamda söz konusu ihlallerden dolayı şirket yöneticilerine ceza verilmesi, şirket tüzel kişiliği hakkında idarî yaptırım veya güvenlik tedbirleri uygulanması değerlendirilmiştir. -Ele alınan bu hususlar sonucunda compliance programının temel amacı, en başta rüşvet, karapara aklama, terörizmin finansmanı, vergi kaçakçılığı, kartel ihlaleri, içerden bilgi sızdırma, çevre suçları ve ticarî sırların ifşa edil - Almancamesi gibi suçlar olmak üzere, suçların önlenmesi ve böylece de kamuoyunda şirketin imajının zedelenmesinin önüne geçmek olarak sıralanmıştır. Bu kavramın bilhassa çocuk işçiliği, zorla çalıştırma, ayrımcılık vb. durumların önüne geçilmesi suretiyle dünya çapında insan haklarının korunması amacına da önemli katkıları olduğu ortaya konulmuştur. Bu bağlamda compliance kavramının insan hakları ile ilişkisinin öneminin ele alınması için AİHM kararlarına, bilhassa adil - Almanca yargılanma hakkı ve kişinin kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunma yasağına değinilmiştir. Compliance kavramı, Türk hukukunda oldukça yeni bir kavram olmasına rağmen, ülkemizde hızlı bir şekilde önem kazanmaya başlamıştır. Her ne kadar bu kavram, prensip olarak geçerli olan hukuku oluşturan tüm kurallara uygun hareket etmek anlamına gelse de, bu alana ilişkin olarak Türkiye’nin de taraf olduğu Yolsuzluğa Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi gibi uluslararası düzenlemelere de uygun hareket etmek anlamına geldiği aşikardır. Türkiye’nin de bu uluslararası sözleşmelere taraf olduğu göz önüne alındığında şirket içerisindeki veya şirket çalışanlarından kaynaklanan kural ihlâllerinin denetlenmesinin ve yaptırım altına alınmasının önemi ortadadır. Bu çerçevede mevcut veya müstakbel düzenlemelere ışık tutacak konuların ele alındığı -Türk Alman Hukuk Sempozyumu - Deutsch Türkisches Rechtssymposium: Teori ve Uygulama Açısından Şirketlerin Kurallara Uyması (Compliance) Tartışmaları- isimli sempozyum tebliğlerinin, kitap haline getirilerek, bilim adamlarının ve uygulamacıların istifadesine sunulması hedeflenmiştir.