Tasarım, günümüzde pazarlamanın en önemli araçlarından biridir. Bir satın alma sürecinde ürünün fiyatı ve işlevselliği kadar tasarımı da etkili olmaktadır. Hatta birçok halde tasarım diğer faktörlerin önüne geçmektedir. Sahibine sağladığı avantajlar ve haklar nedeniyle tasarım koruması oldukça önem kazanmıştır. Ancak tasarım hakkı beraberinde yer alan münhasır haklar bazı hallerde rekabetin sınırlanması veya tekel oluşmasına yol açmaktadır.
Elinizdeki çalışmanın konusunun belirlenmesinde ülkemiz otomotiv sektöründe yedek parça eksenli gündeme gelen bazı hukuki sorunlar etkili olsa da çalışma eşdeğer parça istisnasını bütün birleşik ürünler bağlamında ele almaktadır. Malum olduğu üzere, otomobil gibi bir birleşik ürünün arıza ve tamir sonucu orijinal görünümüne yeniden kavuşabilmesi, must match parçaların yalnızca orijinal parçayla görsel olarak aynı yedek parçalarla değiştirilmesini gerektirmektedir. Oysa bu durum, istisna öngörülmeyen veya uygulanmayan bir tasarım koruması sisteminde, fiyat, kalite ve malzeme gibi konularda hiçbir seçenek özgürlüğü kalmayan tüketicinin, teknik servis ve parça bakımından da otomobil üreticisine bağımlı hale gelmesine neden olmaktadır.
Dinamik bir talebe ve yüksek bir tüketim potansiyeline sahip olmamıza rağmen, bulunduğumuz yıla kadar ülkemiz yollarında yerli neredeyse hiçbir otomobil markasının olmaması, buna karşı sektör oyuncularının satış gibi servis ve yedek parça konusunda da tekel konumlarını koruma ve bütün insiyatifi ellerinde tutma yaklaşımı içinde olmaları konuyu hukuki açıdan bütün yönleri ile ele almanın önemini ortaya koymaktadır.
Konu ülkemiz otomotiv sektörü açısından ele alındığında aslında karşımıza daha ilginç bir tablo çıkmaktadır. Zira farklı sektörlerdeki birçok birleşik ürün gibi, must match parçalar dahil, bir otomobili oluşturan birçok orijinal yedek parça da ülkemizin dört bir yanına yayılan işletmelerde üretilmekte, bunlar otomotiv üreticileri tarafından markalanarak kullanıma sunulmaktadır.
Ülkemizin bilim ve teknoloji alandaki gelişiminin hukuki alt yapısını oluşturan Sınai Mülkiyet Kanunu 2017 yılı başlarında yürürlüğe girmiştir. Kanun, fikri mülkiyet literatüründe eşdeğer parça istisnası olarak ifadesini bulan düzenlemesi ile, ilgili bakanlığın tasarım korumasına istisna niteliğinde bir liste yayınlamasını öngörmüştür. Düzenleme ile SMK m. 59/4’te düzenlenen onarım sınırlamasına bir istisna getirilerek, sınırlama kapsamında olup Bakanlık tarafından yayımlanacak listede yer alacak olan eşdeğer parçalar için üç yıllık tasarım koruması ortadan kaldırılmıştır. İlgili bakanlık tarafından böyle bir listenin hala yayımlanmamış olması dikkat çekicidir.
Yazarın konuyu kapsamlı bir şekilde ele alması, yerli ve yabancı literatürün yanı sıra ilgili sektörleri konu bağlamında adeta yerinde incelemesi ve gerek yurt içi gerekse yurt dışı ayaklarında çalışmayı büyük bir istek ve özveri ile yürütmüş olması takdire şayandır. Bu haliyle çalışmanın az sayıdaki öncü eserden sonra tasarım hukukumuza zenginlik katacağından ve takipçisi olacak kapsamlı ve nitelikli çalışmalara iyi bir tartışma zemini oluşturacağından eminim.