Osmanlı Devleti'nde Hak Arama Özgürlüğü
Kitabın Detayları
Barkod :
9786257277372
Kapak Türü :
Karton Kapaklı
Baskı Sayısı :
1
Ebat :
16x23,5
Dili :
Türkçe
Yayın Tarihi :
2020-11
Kağıt Türü :
I.Hamur
Sayfa Sayısı :
242
Takım :
Ekler :
Kitabın Açıklaması
İdari teşkilatlarını ve kurumlarını sağlam
temellere dayandırmış olan devletler tarih sahnesinde uzun süre
kalabilmişlerdir. Osmanlı devleti de bunlardan biri olarak hâkim olduğu geniş
coğrafyada altıyüz yıldan fazla bir süre birbirinden farklı inanç ve kültüre
sahip tebaayı beraberce yaşatmayı büyük ölçüde başaran bir yönetim
kurabilmiştir. Hiç şüphesiz bu durum Osmanlı devletinin adlî, idarî ve siyasî
alandaki teşkilatçı yapısı ve önceki Türk devletlerinden tevarüs etmiş olduğu geleneklerin
tesiri ile hâsıl olmuştur.
Her köklü devlet gibi Osmanlı Devleti de
toplumda adaletin tesisine önem vermiş ve gerekli hukukî düzenlemeleri
yapmıştır. İslam geleneğinin Osmanlı’ya olan etkisi de göz önünde
bulundurulduğunda, İslam hukukunda önemle üzerinde durulan hak ve adl (adalet)
kavramlarının Osmanlı devletinde de yerini bulduğu görülür. Bilindiği üzere
İslam hukukunda hak tabiri birçok manaya gelmekte ve hukukun alt dallarında da
farklı terim anlamlar kazanmaktadır. Hak kelimesinin çoğulu olan hukuk tabiri
de kural, kanun anlamında toplumdaki beşerî ilişkileri adalete uygun olarak
düzene koyma anlamı taşır. Hukuk sistemlerinin kişilerin hak ve sorumlulukları
arasında denge kurma işlevi olduğu varsayılırsa hak tabirinin hukuk
telakkisiyle birlikte insanlık tarihi kadar uzun bir arka planı olduğu ortaya
çıkar.
Çalışmanın dönemini teşkil eden XVII. yüzyılın,
gerek sosyal ve siyasî yapısı gerekse meydana gelen isyanlar ve yaşanan
iktisadî zorluklar sebebiyle birçok araştırmacı tarafından “geçiş dönemi”
olarak vasıflandırdığı bilinmektedir. 1649-1653 yılları arasındaki Şikâyet
Defterlerini kapsayan bu eserde, söz konusu dönemin hukuk ve adalet anlayışının
gün yüzüne çıkarılması amaçlanmıştır. Bu sebeple halkın ya da idarecilerin
hangi konularda şikâyetlerinin olduğu tespit eTürkçeerek Osmanlı devletinde gerek
bürokraside gerekse adalet alanında aksayan yönlerin belirlenmesi, dönemin
hukuk işleyişini anlamak açısından önem taşımaktadır. Hiç şüphesiz yaşanan
gelişmelerin ve değişimlerin incelediğimiz şikâyetlere de yansıdığını belirtmek
gerekir.
Şikâyet defterlerine Divan kâtipleri tarafından
kaydeTürkçeen metinler yerel mahkemelerin kararlarına vâki itirazlardan, birden
fazla şikâyet sonucu Divan’a havale eTürkçemiş davalardan, ya da doğrudan Divan-ı Hümayun’da
görülmesi gereken şikâyetlerden oluşmaktadır. Kimi zaman reâya1 kimi zaman da
görevliler tarafından Âsitâne’ye ulaştırılmış şikâyetler Divan’da incelenerek,
bazen gereğinin yapılması bazen de mahallinde görülmeyip doğrudan Âsitâne’ye
havale eTürkçemesi ile karara bağlanmıştır. Bu çalışmada şikâyetlerin ışığında
dönemin mahkemelerinin işleyişi ve idarecilerin hukuka bağlılıklarının
sorgulanması amaçlanmıştır.
Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölüm
Osmanlı Devleti’nin siyasî ve idarî yapısına ayrılmıştır. Osmanlı Devleti’nin
kuruluşundan söz konusu yüzyıllara kadar olan siyasî geleneğine kısaca
değinilmiş ve özellikle siyasî yapıyı tehdit eden isyan ve ayaklanmaların sebep
ve sonuçları hakkında bilgi verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin temel olarak
bürokratik unsurlarına temas eTürkçeerek XVII. yüzyılın bürokratik işleyişi hakkında
kısaca bilgi verilmiştir.
İkinci Bölüm Osmanlı hukukunun genel yapısı ve
işleyişi hakkındadır. Özellikle şer’î mahkemeler ve işleyişi, ayrıca yüksek
yargıyı ifade eden Divan-ı Hümayun, vezir-i azam divanları tanıtılmış,
şikâyetlerin Divan’a hangi yollarla ulaştırıldığı hakkında bilgi verilmiştir.
Çalışmanın son bölümü Divan’a ulaştırılan
şikâyetlerin tahlininin yapıldığı ve şikâyetlerin hukuki sonuçlarına yer
verildiği bölümdür. Bu bölümde özellikle hangi kurum veya görevliden daha fazla
şikâyet eTürkçediği, bu şikâyetlerin çoğunlukla kimler tarafından yapıldığının
ortaya çıkarılması amaçlanmış ve söz konusu tasnifler grafiklerle
desteklenmiştir. Öte yandan halkın en fazla hangi konularda şikâyeti olduğu
tespit eTürkçemeye çalışılmış, şikâyet eTürkçeenler hakkında metinlerin sonundaki
ceza, tembih ve uyarılar “Şikâyetlerin Hukuki Sonuçları” başlığı altında ayrıca
incelenmiştir. Dipnotlarda hükümleri gösterirken verilen kısaltmalarda birinci
rakam defter sayfasını, ikinci rakam ise hüküm numarasını ifade etmektedir
(A.ŞKT-1, 125/551).
İncelenen şikâyetleri tasnif ederken
karşılaşılan zorluklar ve tasnifte esas alınan usul hakkında da bilgi vermek
yerinde olacaktır. Öncelikle Divan’a gönderilmiş arz ve mahzarlar birden fazla
şikâyet konusunu içerdiğinden, metinler konu bakımından tasnifi hükmün sonunda
verilen karar esas alınarak yapılmıştır. Şikâyet konuları, ceza, vergi, arazi,
borçlar, eşya, miras ve aile başlıkları altında incelenmiştir. Bu başlıklar
içine yerleştirilemeyen azl ve tayin emirleri, ihzar hükümleri, Divan’a
gönderilmesi emreTürkçeen malları (sevkiyat) ihtiva eden kayıtlar ise “Diğer
Hükümler” başlığı altında işlenmiştir.
Şikâyet konuları incelendiğinde Divan’a en
fazla şikâyet gönderilen konunun “Görevi Kötüye Kullanma” olduğu görülmüştür.
Gerek mülki gerekse kazai alandaki görevlilerin işledikleri kanuna aykırı
fiileri kapsayan bu başlık altına vakıf görevlileri dahil eTürkçememiştir.
Vakıflarla ilgili olan şikâyetler ayrıca “Vakıf” başlığı altında tahlil
eTürkçemiştir.
Şikâyet eden veya hakkında şikâyet eTürkçeenler
“Ehl-i Örf”, “Ehl-i Şer’” ve “Reaya” olmak üzere üç kısımda incelenmiştir.
Beylerbeyi, sancakbeyi, vezir, gibi idarî alandaki görevliler, sipahi, zaim,
cizyedar gibi toprak görevlileri, yeniçeri, subaşı ve vakıf görevlileri ehl-i
örf kategorisinde değerlendirilmiştir. Kadı, müderris ve ulema ehl-i şer’
grubunda yer alırken; nakibü’l-eşraf, meşayih ve seyyid olarak anılan grublar
“reaya” içerisine dahil eTürkçemiştir.
Gayr-i müslimlerin tasnifinde ise devlet
görevinde olanlar ehl-i örf, cemaat içerisindeki dini statüyü ifade eden
görevliler (papaz, rahip) diğer halk gibi “reaya” grubuna dahil eTürkçemiştir. 2215
adet şikâyetin doğru tasnif ve tahlil eTürkçeebilmesi için gerek şikâyet
konularını gerekse şikâyet eden ve eTürkçeenleri her defasında farklı bir
kategoride saymak ve zabt etmek gerektiğinden, yapılan sayımlarda küçük
hataların olabileceği de gözden kaçmamalıdır.
Osmanlı devletinin tümü hakkında, incelenen
dönemle ilgili genel bir kanaate varmak için defterlerden başka diğer hukuki
kaynakların da gözden geçirilmesinin gerekli olduğu âşikârdır. Bu sebeple
dönemin diğer kaynaklarından, mahkeme sicil defterlerinden faydalanılmaya
gayret eTürkçemiştir. Öte yandan incelenen şikâyetler imparatorluğun çok farklı
bölgelerine ait kayıtları içermesi itibarıyla da genel bir kanaat oluşmasına
yetecek bir mahiyete sahiptir.
Şikâyet Defterleri ile ilgili yapılmış ilk
kapsamlı çalışma 1984 yılında neşreTürkçeen ve 1675 tarihli şikâyet defterinin
tıpkıbasımını yaptığı ve yer isimlerinin de verildiği Hans Georg Majer’in Das
Osmanische Registerbuch der Beschwerden (Şikâyet defteri) vom jahre 1675 adlı
eseridir. Halil İnalcık’ın Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adalet eserinde yer alan
Şikâyet Hakkı ile ilgili makalesi, toplumdaki şikâyet hakkı üzerinde durmuştur.
Ayrıca Murat Tuğluca’nın Osmanlıdaki şikâyet mekanizmasını konu edindiği
Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi adlı çalışmasını da zikretmek gerekir.
Bunun dışında bazı araştırmacıların çalışmalarında şikâyet defterlerinden
faydalandığı görülse de, bu alanda fazla çalışmanın yapılmadığı ve yeni
araştırmacıların ilgisine ihtiyaç olduğu aşikârdır.