Soru ve Cevaplarla Mülteci Hukuku
Kitabın Detayları
Barkod :
9786053009627
Kapak Türü :
Karton Kapaklı
Baskı Sayısı :
1
Ebat :
16x23,5
Dili :
Türkçe
Yayın Tarihi :
2020-2
Kağıt Türü :
I.Hamur
Sayfa Sayısı :
262
Takım :
Ekler :
Kitabın Açıklaması
Geçtiğimiz yüzyıl, iki büyük dünya savaşı ve
onlarca silahlı çatışmanın ortaya çıkardığı yıkımlarla geçmiştir. Milyonlarca
insan ölmüş; çocuklar, yaşlılar, kadınlar ve masum insanlar savaşların ve
silahlı çatışmaların yıkımlarından onulmaz yaralar almış, insanlık vicdanı
yaralanmıştır. İnsanlık ailesi, yaşanan bu acılardan dersler çıkarmaya
çalışmıştır.
1945 yılında Birleşmiş Milletler Şartı kabul
eTürkçemiştir. 1948 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi,
sonrasında birçok uluslararası sözleşme hazırlanmış ve onaylanmıştır. Bu
sözleşmelerle insan onuru ve hayatının vazgeçilmez ortak değerimiz olduğu
benimsenmiştir. Tüm dünyada barış ve güvenliğin korunması ve sürdürülmesi için
bir dizi mekanizma öngörülmüş, uluslararası sözleşmelerde temel insan hak ve
özgürlükleri kabul eTürkçemiştir.
21. yüzyılda dijital çağda, bilim ve teknoloji
konusunda baş döndürücü biçimde ilerleyen dünya, karşılaştığı insani sorunların
çözümü ile yeryüzünde kalıcı barış, huzur ve adaletin sağlanmasında yetersiz
kalmıştır. Savaşların ve silahlı çatışmaların geride bıraktığı insani dramlar,
sönen hayatlar insanlık vicdanını onulmaz biçimde yaralamış, uluslararası
toplum bunu önlemede aciz kalmıştır. Savaşların, silahlı çatışmaların
katastrofik yıkımları, insanları evlerinden, ocaklarından, köylerinden,
hayatlarından, kültürlerinden ve tarihlerinden koparmıştır. Bu bağlamda, 21.
yüzyılın tartışmasız en büyük gerçekliği “göç, sığınma ve iltica” olgusudur. Bu
olgu, ülkemizin, Avrupa’nın ve tüm dünyanın bir numaralı gündem maddelerinden
biri haline gelmiştir.
Bölgemizde ve dünyada yaşanan savaş ve silahlı
çatışmalar sonucu ülkelerde on binlerce masum insan ölürken, milyonlarcası sığınmacı
ve mülteci haline gelmiş, geçmişini geride bırakıp bir hayat kurmaya
çalışmaktadır. İnsanlık ailesi olarak bu konuda insancıl çözüm ve çareler
bulamazsak komşu evde çıkan yangının evimize sıçramasıyla daha da büyüyecek
sorunlar karşısında çaresiz kalabiliriz. Bodrum sahilinde kıyıya vuran Aylan
bebek değildi aslında; bu elim hadise, insanlık onurunun ve vicdanının da
iflasıydı. Bu nedenle mülteci ve sığınmacılarla ilgili insani perspektiften
çözüm ve çareler bulunması ihtiyacı elzemdir.
Bu kitapta yüzyılımızın en büyük sorunlarından
biri olan göç ve iltica hukuku ele alınmaktadır. Mülteci hukukunun kaynakları,
temel kavram ve ilkeleri, iltica prosedürleri, uluslararası ve geçici koruma
mekanizmaları, haklar ve yükümlülükler gibi mülteci hukukuna ilişkin temel
konular ele alınmaktadır. Kitap; mülteci hukukunun uluslararası ve ulusal
kaynakları ışığında, uygulamacılara kolaylık olmasını sağlamak amacıyla, soru
ve cevap şeklinde, pratik bir tarzda, sade ve yalın bir anlatımla kaleme
alınmıştır. Kitabın sonuna, uygulamacılara yararlı olması amacıyla mülteci
hukukunun bazı temel normları eklenmiştir. Mülteci hukukuyla ilgili hâkim, savcı,
yargı personeli, SGK denetmenleri ve iş müfettişlerine verilen eğitimlerle
uygulamada bu alanda görülen ihtiyaca cevap vermeyi hedefledik.
Bu bağlamda, bu çalışmanın “Mülteci Hukukuna
Giriş” olarak seri kitaplarımızın ilki olmasını; “İnsan Hakları Bağlamında
Mülteciler ve Nefret Söylemi”, “İş ve Çalışma Hayatı Bağlamında Mülteciler”,
“Mülteci Hukukundan Kaynaklanan Davalar”, “Mülteciler ve Uyum Politikaları”
alanlarında eserlerle mülteci hukukuna ilişkin çalışmalarımıza devam etmeyi
arzu ediyoruz.
İspanya’da, 31 Mart 1492’de I. İsabel ve II.
Ferdinand, YahuTürkçeerin ‘iyi Hristiyanları kendi kutsal inançlarından döndürmeye
çalıştıkları’ gerekçesi ile İspanya’yı dört ay içinde terk etmelerini emreden
Elhamra Kararnamesini imzalamıştır. Üstelik giderken sahip oldukları altın,
gümüş vb. yanlarına almaları yasaklanmıştır. Kararnameye göre bu kurallara
uymayan, bu süre zarfında ülkeyi terk etmeyen ve onlara yardım edenler ölüm
cezasına çarptırılacaktır. Bunun üzerine İspanya’daki YahuTürkçeer devrin Osmanlı
padişahı II. Bayezid Han’a mektup yazarak eman Türkçeemiş ve kenTürkçeerini bu
zulümden kurtarmasını istemiştir. Kemal Reis komutasındaki Osmanlı Kadırgaları
yüz elli bin Yahudiyi savaş yapma pahasına İspanya’dan kurtararak Osmanlı
topraklarına sağ salim getirmiştir. Gelen mülteci YahuTürkçeer çoğunlukla bugünkü
İstanbul Karaköy civarına ve diğer Osmanlı topraklarına yerleştirilmiştir.
Tarih boyunca milliyetine, Türkçeine ve dinine
bakmaksızın nerede bir masum varsa, onlara hak ve adalet namına el uzatan,
masumlara can suyu olan, mülteci hukukunun gereklerini tarihi derinliğiyle
yerine getiren, adalet mefkûresi olan bir medeniyetin temsilcileri olarak büyük
ve güçlü devletin adalet ile kaim olacağı temel düşüncesiyle hazırlanan bu
kitabın Türk hukuk uygulamasına yararlı olmasını Türkçeeriz.