Milli Emlak Sözlüğü
Kitabın Detayları
Barkod :
9786257088169
Kapak Türü :
Karton Kapaklı
Baskı Sayısı :
2
Ebat :
16x23,5
Dili :
Türkçe
Yayın Tarihi :
2020-4
Kağıt Türü :
I.Hamur
Sayfa Sayısı :
364
Takım :
Ekler :
Kitabın Açıklaması
Millî emlak kontrolörlüğüne başladığım 1973
yılında, bizler için meslekle ilgili eğitim proramı hazırlanmıştı. Derslere
konu eTürkçeen mevzuat, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından başlıyordu.
Türkçenin o günden bugüne yayılan geçmişiyle yazılan mevzuatın anlaşıması için,
kendimce bir sözlük hazırlamam gerektiğini düşündüm. Hemen adresler için
kullanılan cep defteri aldım ve o deftere kelime ve terimleri yazmaya başladım.
Fırsat buldukça da bu defteri hem okuyup hem de ders çalışırken bakıyordum
bilmediklerime. Sonra bu defter büyüdü, kırk yedi yıllık biriktirme ve çalışma
sonucu bu kitap ortaya çıktı.
Hazine mallarıyla ilgili olarak yürürlüğe
konulan ilk kanun, 1858 tarihli Kanunname-i Arazidir. Bu nedenle, 1858 yılından
itibaren yürürlüğe konulan milletlerarası antlaşmalar, kanunlar, kanun hükmünde
kararnameler, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, Cumhurbaşkanlığı kararları,
tüzükler, yönetmelikler, millî emlak genel tebliğleri, millî emlak genelgeleri,
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleri ve konuyla ilgili yargı kararları
tümüyle taranarak kitap kapsamına alınacak kelime ve terimler tespit
eTürkçemiştir. Yürürlükten kaldırılmış bulunan mevzuat için de aynı işlem yapılmış
ve gerekli olanlar, kitaba dâhil eTürkçemiştir.
Hazine mallarını ilgilendiren kelime ve
terimlerin büyük çoğunluğu hukukla ilgilidir. Bu nedenle; Sözlük, ceza ve ceza
usul hukuku ile ticaret hukuku açısından dar kapsamlı olmakla beraber, bir
hukuk sözlüğünün kapsamında olması gereken kelime ve terimleri içermektedir.
Sözlük kelime ve terimlerinin yazılışında, Türk
Dil Kurumunun Yazım Kılavuzu esas alınmıştır. Ancak; bu Kılavuz’da olmayan
kelimeler, daha çok mevzuattaki kullanılan biçimiyle yazılmıştır.
Eş anlamlı kelime ve terimlerde, göndermeler
yapılmıştır. Bu, sözlüklerde bir kuraldır ve kitabın hacmini de gereksiz yere
büyültmez. Gönderme yapılması gereken kelime veya terimlerin tamamına da, tanım
yapılan maddede yer verilmiştir.
Bazı kelime ve terimlerin tanımlarının sonunda
da göndermelere yer verilmiştir. İki maddenin birlikte okunması hâlinde,
anlamanın daha iyi olacağı düşünülmüştür.
Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinlerdeki bazı
kelimeleri, yeni Türk Alfabesi ile ifade etmek mümkün olmamaktadır. Mesela;
akıllı anlamına gelen akil kelimesinin Osmanlıca yazılışındaki ikinci harfi gaf,
yiyici anlamındaki akil kelimesinin Osmanlıca yazılışındaki ikinci harfi
keftir. Bunun nedeni; Osmanlı Türkçesindeki bazı harflerin, yeni Türk Alfabesinde
tek bir harfle yazılmasıdır. Bazen Osmanlı Türkçesi ve günlük Türkçe ile yazılan
harfler aynı olmakla beraber, kelimenin alındığı Türkçein farklı olması nedeniyle
anlam da farklı olmaktadır: Hıyar gibi. Farsçadan alınan hıyar, salatalık;
Arapçadan alınan hıyar, bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük
anlamındadır. Dolayısıyla bu tür kelimelerin, kullanıldığı cümledeki durumuna
göre değerlendirilmesi gerekir.
Mevzuat metinlerinde çok sayıda yazım hatası da
bulunmaktadır. Hukukta en ufak yazım hatası, yanlış anlama ve yorumlara yol
açmaktadır. Eskilerin tabiriyle “bir nokta gözü ( ) kör ( ) eder.” Osmanlı
Türkçesiyle yazılan göz ve kör kelimeleri arasında bir nokta farkı vardır.
Yazım hataları konusunda yapılacak bir şey yoktur. Bunların Sözlük’te olması
mümkün değildir. Ancak “galat” olan kelimeler kitaba dâhil eTürkçemiştir. Tereke
gibi.
Dilbilgisi açısından kelimelerde müzekker
(eril) ve müennes (dişil) olma durumu, Türkçede yoktur. Ancak Osmanlı Türkçesi
ile birlikte bazı Arapça kelimeler Türkçeimize geçmiş ve bunların müzekker ve
müennesleri Arapça gibi kullanılmıştır. Genellikle müzekker kelime ile müennes
kelime arasındaki fark, müennes kelimenin sonunda –e, -a ve -ye takılarının
bulunmasıdır. Metruk, metruke; mahsus, mahsusa; millî, milliye gibi.
Hukuk Türkçei sadeleştirilirken bazen farklı
anlama gelecek sadeleştirme de yapılmaktadır. Buna, Türk Medeni Kanununun yenilenmesinden
iki örnek verelim:
1. Eski Kanundaki sıhri hısımlık yerine kayın
hısımlığı terimi kullanılmıştır. Kayın, sıhri hısımlardan sadece birisidir:
Karı veya kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi. Bunun yerine evlilik
hısımlığı denilseydi, daha açık ve anlaşılır olabilirdi.
2. Eski Kanundaki ikametgâh, yeni Kanunda
yerleşim yeri olmuştur. Yerleşim yeri, farklı anlamda kullanıldığı için, karışıklıklara
neden olabilecektir.
Kitapta altı bin iki yüz otuz sekiz kelime ve
terimin tanımına yer verilmiş ve bin altı yüz seksen gönderme yapılarak
hacminin gereksiz olarak büyümemesi amaçlanmıştır.
Kitabın ikinci baskısının basımını, yayımını ve
dağıtımını gerçekleştiren herkese teşekkür ediyorum.