Marka Hakkının İhlalinden Doğan Cezai Sorumluluk

Bu çalışma, 2011 yılı Temmuz ayında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Prof. Dr. Veli Özer ÖZBEK, Prof. Dr. Sevilay UZUNALLI ve Yrd. Doç. Dr. Behiye EKER KAZANCI’dan oluşan tez jürisi tarafından başarılı bulunan “Marka Hakkının İhlalinden Doğan Cezai Sorumluluk” konulu yüksek lisans tezinin 2014 yılında yayımlanan ilk basısının Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında güncellenmiş 2. basısını oluşturmaktadır. Bilindiği üzere sınai mülkiyet haklarına ilişkin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 10/01/2017 tarihinde yayımlanarak, 5833 sayılı Kanunla değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğüne son verilmiştir. Ancak 556 sayılı KHK’daki hükümlerin büyük ölçüde Sınai Mülkiyet Kanunu’na aktarıldığı söylenmelidir. Marka hakkına tecavüz suçuna eklenen “ithal veya ihraç etmek, ticari amaçla satın almak, bulundurmak, nakletmek, depolamak” şeklindeki yeni seçimlik hareketler dışında cezai hükümlere ilişkin sistematik aynen korunarak, Sınai Mülkiyet Kanunu m. 30’a aktarılmıştır. Kitabımızın ikinci basısında marka hakkına tecavüz suçuna ilişkin olarak öngörülen söz konusu seçimlik hareketler incelenmiştir. Diğer taraftan ilk basımıza “iltibas suretiyle marka hakkına tecavüzün suç olmaktan çıkarılması” konusundaki görüşümüz tekrar ele alınmıştır. Yine diğer basıya ek olarak iltibasın tespitindeki şüphenin giderilmesi, ceza mahkemeleri arasında çıkabilecek seçimlik yetki sorunu ele alınmış; marka suçlarının orantılılık ilkesine uygunluğu sorununa ayrı başlık açılmıştır. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından 1/681 esas sayılı Markalar Kanunu Tasarısı’nın bir önemi kalmadığı için tasarıya ilişkin açıklamalar çalışmamızın kapsamı dışına çıkarılmıştır. 556 sayılı KHK hükümleri, birkaç farklılık dışında büyük ölçüde Sınai Mülkiyet Kanunu’na aktarıldığı için KHK zamanında kaleme alınmış görüşler güncelliğini korumaya devam etmektedir. Ancak güncelliğini koruyan bu görüşlere yer verirken yürürlükten kalkan KHK hükümleri yerine, bunların karşılığı olan Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine atıf yaparak okuyucunun işini kolaylaştırmayı düşündük.