Bilindiği üzere idari yargıda yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Hak arama özgürlüğünün en önemli enstrümanı olan dava dilekçesi, sağlıklı bir yargılama açısından büyük önem arz etmektedir. Zira ceza yargılamasının aksine idari yargıda dava dilekçesi, bir takım şekil kurallarına tabi kılınmıştır.
Dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlar 2577 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde sayılmıştır. Bu unsurları içermeyen dava dilekçelerinin ilk inceleme aşamasında reddedileceği ise aynı Kanunun 14 ve 15 inci maddelerinde ifade edilmiştir.
Dava dilekçesi, davalı idarenin işlem veya eylemindeki hukuka aykırılığın, bir başka ifadeyle davadaki haklılığın gereği gibi ortaya konulabilmesi açısından da büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, uygulamada sıkça rastlanılan ve dilekçe reddinden kaynaklanan hak kayıplarının engellenebilmesi amacıyla kitabımızda, dava dilekçesinin unsurları bölümler halinde büyüteç altına alınmıştır.
Kitabın birinci bölümünde, idari yargı ve adli yargı arasındaki görev ayrımı ile Danıştay, bölge idare mahkemesi, idare ve vergi mahkemeleri arasındaki görev paylaşımı ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Müteakip on üç bölümde ise sırasıyla, dava dilekçesinin diğer unsurları olan yetki, davacı (ehliyet), adres, davalı (husumet), davanın konusu, tebliğ tarihi (süre), maddi olay, hukuki sebepler, deliller, sonuç ve istem, tarih ve imza ile dava dilekçesinin verilebileceği yerler konularında ayrıntılı bilgilere yer verilmiştir. Her bir bölümde konular, iptal davaları, tam yargı davaları ve vergi davalarının özellikleri dikkate alınarak ayrı ayrı incelenmiştir.
Dava dilekçesinin unsurları açıklandıktan sonra ise okuyucunun istifadesi amacıyla Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinde açılacak iptal, tam yargı ve vergi davalarına ilişkin örnek ve matbu dilekçe örneklerine yer verilmiştir.
Bu baskıda, deprem nedeniyle açılacak iptal ve tazminat dava dilekçeleri ile başta 9. Yargı Paketi olmak üzere mevzuatta yapılan değişiklikler ilgili bölümlere eklenmiştir.