Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi
Kitabın Detayları
Barkod :
9786257088848
Kapak Türü :
Karton Kapaklı
Baskı Sayısı :
1
Ebat :
16x23,5
Dili :
Türkçe
Yayın Tarihi :
2020-8
Kağıt Türü :
I.Hamur
Sayfa Sayısı :
304
Takım :
Ekler :
Kitabın Açıklaması
Suçla mücadele daha güvenli ve huzurlu bir
toplum düzeni için her zaman elzem olduğundan, bu yönüyle suçla mücadelenin
tarihi insanlık tarihiyle başlamaktadır. Henüz devlet sistemleri kurulmadan
önce kabile, oba, aşiret vb. topluluk halinde yaşayan insanlar döneminde de, bu
topluluğun güven ve huzuru için bir takım yasakların konulduğu, bir takım
hareketlerin hoş görülmediği, bu yasaklara uymayan kişilerin kınandığı ve
cezalandırıldığı bir gerçektir.
Devlet ve toplum hayatının gelişmesi ile
birlikte suçla mücadele ve bu kapsamda kişilerin uyacakları kuralların
sistemleştirildiği, yazılı hale getirildiği, bu kurallara uymayanlara karşı
alınacak tedbirlerin de sistemleştirilerek yazılı hale getirildiği
görülmektedir. Konulan yasaklara uymayan kişileri tespit ve ihlal eTürkçeen
kuralın belirlenmesi için delillere ihtiyaç duyulmuştur. Bilim ve teknolojinin
gelişmesi, toplumsal hayatın gelişip çeşitlenmesi, yeni iş alanlarının oluşması
ile birlikte işlenen suçlarda artış ve suçların çeşitlendiği görülmüştür. Sivil
toplum, siyaset, ekonomi ve tarım gibi toplumsal hayatın birçok alanında
görülen birliktelik ve iş birliği, suç dünyasında da kendisini göstermiş, bu
şekilde organize suç örgütleri ortaya çıkmıştır. Gelişen ve çeşitlenen suç
dünyasıyla, özellikle organize suç dünyasıyla mücadele etme artık klasik
tedbirlerle mümkün olmamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte suç
dünyasının teknolojinin imkânlarından kendi amaçları için faydalandıkları ve bu
teknolojiyi kullandıkları görülmektedir.
İşte bu gelişme ile birlikte suçla ve özellikle
organize suç örgütleri ile mücadelede klasik tedbirleri aşan bir takım modern,
gelişmiş yöntemlerin benimsendiğini görmekteyiz. Bu modern tedbirlerden bir
tanesi iletişimin denetlenmesi tedbiridir.
İletişim teknolojisinin gelişmesi ve telsiz,
telgraf, telefon gibi araçların haberleşme için kullanılmasıyla birlikte,
devletlerin suçu önlemek ve ortaya çıkarmak için bu araçlar yoluyla
gerçekleştirilen iletişime müdahale ettiği görülmektedir. Batı ülkelerinde 19.
yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında, ülkemizde ise 20. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren iletişime fiili olarak müdahalelerin olduğu, yasal
düzenlemelerin ise bu fiili müdahalelerden sonra oluşturulduğu görülmüştür.
Ülkemizde fiilen 1950’li yıllardan sonra iletişime müdahale eTürkçemesine rağmen
bu konudaki ilk açık yasal düzenleme 1999 tarihli Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle
Mücadele Kanunu’dur. Gerçi bu açık yasal düzenlemeden önce de suçun işlenmesini
önlemekle görevli önleyici kolluk birimleri (Jandarma, Emniyet ve Mit) kendi
kuruluş kanunlarındaki bir takım hükümlere dayanarak iletişime müdahalede
bulunmaktaydılar. Yine adli amaçlı iletişimin denetlenmesi de CMUK’un 91 ve 92.
maddelerdeki hükümlerin kıyasen yorumlanmasına istinaden yapılmaktaydı. Ancak
bu müdahaleler, açık yasal bir dayanağı olmadığından doktrinde eleştiri konusu
olmaktaydı. Bu şekilde yapılan denetleme işlemleri başta Anayasamızın 13, 20 ve
22. maddeleri olmak üzere AİHS’nin 8. maddesine de aykırıydı. Nitekim AİHM,
Ağaoğlu ve Satık kararlarında başvurucu telefonlarının denetlenmesine imkân
tanıyan açık, ayrıntılı bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle Türkiye’yi
mahkûm etmiştir.
Türk hukukunda iletişimin denetlenmesi ilk kez
açıkça 30.07.1999 tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele
Kanunu’nda düzenlenmişti. Bu kanun sadece adli amaçlı iletişimin denetlenmesini
düzenlemekte olup, her ne kadar bu kanuna dayanılarak önleme amaçlı iletişimin
denetlenmesi tedbiri için başvurulmuş ise de bu tedbir kararlarının hukuka
aykırı olduğunu söylemek mümkündür. 4422 Sayılı Kanunun da ihtiyaçlara cevap
vermediği, bir takım güvenceleri sağlamaktan uzak olduğu, görülerek, 04.12.2004
tarihli ve 5271 sayılı CMK’da iletişimin denetlenmesi tedbiri ayrıntılı
düzenlenmiştir.
Bu çalışmada “Türk Hukukunda Adli Amaçlı
İletişimin Denetlenmesi” iki ana bölüm şeklinde incelenmiştir. Mukayeseli
hukukta ve Türk hukukunda iletişimin denetlenmesi başlığını taşıyan birinci
bölümde; iletişimin denetlenmesi tedbirinin temel haklardan olan haberleşme
hürriyeti ve gizliliği ile özel hayat ve aile hayatının gizliliğiyle olan
ilişkisi, iletişimin denetlenmesi tedbirinin gerekliliği ve sakıncaları,
mukayeseli hukukta iletimin denetlenmesi, Türk hukukunda iletişimin
denetlenmesinin tarihsel süreci, iletişimin denetlenmesi tedbirlerinin türleri
ve bu tedbirlerin düzenlendiği kanunlara yer verilmiştir.
İkinci bölüm ise Türk hukukunda adli amaçlı
iletişimin denetlenmesi başlığını taşımakta olup, bu bölümde iletişimin
denetlenmesi tedbirlerinin hangileri oldukları ayrı başlıklar halinde
incelenmiş, iletişimin denetlenebilmesi için gerekli koşullar, tedbire karar
veren makamlar, tedbir süreleri, tedbir kararının kimlere yönelik olacağı,
iletişimi denetlenemeyecek kişiler, denetleme kararının içeriği, kararın ne
şekilde ve kimler tarafından yerine getirileceği, tedbir kararına karşı kanun
yolu ve tedbir kararının sona erdirilmesi ile sona erdirilme sonrası elde
eTürkçeen kayıtların ne şekilde kullanılacağı ve imha eTürkçeeceği açıklanmıştır.
Yine ikinci bölümde tedbir sonucu elde eTürkçeen
kayıtların delil değeri, hangi tür delil oldukları, tek başına hükme esas
alınıp alınamayacakları, tesadüfen elde eTürkçeen deliller ve bu delillerin
kullanımı, denetleme sonucu elde eTürkçeen kayıtların diğer hukuk dallarında
kullanımı, hukuka aykırı denetleme sonucu elde eTürkçeen delillerin durumu, hukuka
aykırı denetleme durumunda öngörülen yaptırımlar incelenmiştir. Her iki bölümde
de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Bölge
Adliye Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarına yeteri kadar yer
verilmiştir. Sonuç kısmında ise tespit ve önerilerimiz yer almaktadır.